İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | slow down f. | yavaşlatmak | ||
We cannot reject these people simply because we do not want to slow down our kind of Europe. Sırf kendi Avrupa'mızı yavaşlatmak istemediğimiz için bu insanları reddedemeyiz. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | slow down f. | yavaşlamak | ||
International trade has slowed down. Uluslararası ticaret yavaşladı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | slow down f. | yavaşlatmak | ||
That would only slow down the decisions. Bu sadece kararları yavaşlatacaktır. More Sentences |
||||
Teknik | slow down f. | yavaşlamak | ||
Economic activity in Turkey slowed down markedly in the second half of 1998. Türkiye'de ekonomik aktivite, 1998'in ikinci yarısında belirgin şekilde yavaşladı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | slow down f. | hızını almak | ||
Genel | slow down f. | ağırlaşmak | ||
Genel | slow down f. | hızını eksiltmek | ||
Genel | slow down f. | ağırlaştırmak | ||
Genel | slow down f. | hafiflemek | ||
Technical | ||||
Teknik | slow down f. | hızını düşürmek | ||
Teknik | slow down f. | hızı azaltmak | ||
Marine | ||||
Denizcilik | slow down f. | yol kesmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Speaking | ||||
Konuşma | please slow down! expr. | lütfen yavaşla! | ||
Please slow down. Lütfen yavaşla. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | be unable to slow down f. | hızını alamamak | ||
Genel | slow something down f. | ağırlaştırmak | ||
Genel | slow (down) the tempo f. | tempoyu düşürmek | ||
Genel | one's tempo slow down f. | temposu düşmek | ||
Genel | slow down the aging process f. | yaşlanmayı geciktirmek | ||
Genel | slow down the aging process f. | yaşlanmayı geciktirici etkisi olmak | ||
Genel | slow down the speed f. | hızı düşürmek | ||
Genel | slow down the speed f. | hızı azaltmak | ||
Genel | slow down the time f. | zamanı yavaşlatmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | slow someone down f. | birinin hızını kesmek | ||
Speaking | ||||
Konuşma | slow down! ünl. | ağır ol | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | slow down indicator i. | yavaşla lambası | ||
Sport | ||||
Spor | slow down the tempo f. | tempoyu düşürmek | ||
Football | ||||
Futbol | slow down the tempo f. | oyunu soğutmak |